Yurtdışı Eğitim - 1

Başlangıç

İzmir’de doğup büyümüş, ilk ve orta öğrenimini burada tamamlamış biri olarak, yurtdışında eğitim görmek benim için her zaman bir hayaldi. Ailemin ve akrabalarımın büyük bir kısmının farklı ülkelerde yaşıyor olması, bu hayalimi besleyen önemli bir etkendi. İlginçtir ki, Türkiye’de yakın akrabamız neredeyse yoktu. Ancak çekirdek ailem – annem, babam ve ablam – İzmir’deydi.

Lise yıllarımda yurtdışında okumak istiyordum. Derslerinde başarılı, ancak okula gitmekten pek hoşlanmayan, yeni şeylere ve okul değiştirme fikrine açık bir öğrenciydim. Ailem, yurtdışına gitmem için öncelikle Türkiye’de liseyi bitirme şartı koymuştu. Bu şartı yerine getirdikten sonra, 18-19 yaşlarımdayken ilk fırsatta yurtdışına gittim. Türk vatandaşlığının yanı sıra, babamın ailesinden gelen İtalyan vatandaşlığı ve dolayısıyla AB pasaportum, Avrupa’ya adım atmamı kolaylaştıran önemli bir avantaj oldu.

Ablam ise benden farklı bir yol izledi. Lisans ve yüksek lisans eğitimini Türkiye’deki devlet üniversitelerinde tamamladı. Daha sonra doktora çalışmaları için ABD’ye gitti ve şu anda orada, evli ve çocuklu olarak yaşamını sürdürmekte.

Bugün, 30’lu yaşlarımın sonlarına yaklaşmış biri olarak, son 20 yılda pek çok farklı ülkede öğrenci olarak yaşama fırsatım oldu. Beş yıl boyunca Türkiye ve yurtdışı arasında, dil okulları ve lise ile üniversitelere öğrenci yerleştirme konusunda eğitim danışmanlığı yaparak profesyonel deneyimler kazandım. Çevremdeki birçok kişinin de yurtdışına eğitim veya çalışma amaçlı gidip bazılarının geri döndüğüne tanık oldum. İngiltere, Hollanda, İsveç, Hong Kong, ABD, Kanada ve Avusturya gibi birçok farklı ülkedeki okul ve üniversiteleri deneyimleme şansım oldu.

Neden Böyle Bir Yazı Serisi?

Bu yazı serisini, Türkiye’de veya yurtdışında yaşayan, Türkçe konuşan bireyler için hazırlıyorum. Yakın zamanda çevremdeki bu konuyu konuştuğum kişilerden şu tarz yorumlar aldım: “Bunları YouTube’da anlatsanız daha kolay izleriz, okumak zor oluyor.” Bu düşünceye cevabım şu: “Önce bir yazayım. Yazıya döktükten sonra, okuması, anlatması ya da video çekmesi zaten daha kolay olur.” Kısacası, bu yazılar, bu sürecin ilk adımını oluşturuyor.

Eğitim, Yurtdışı Eğitim ile İlgili Karar Alırken Dün ve Bugün Arasında Değişmeyenler…

Kendi eğitiminiz ya da çocuğunuzun veya bir yakınınızın eğitim yolculuğuyla ilgili kararlar alırken, bana fikir danışmaya geldiğinizi düşünelim. Bu süreçte size kendi hikayemi anlatmam, her zaman katkı sağlamayabilir. Çünkü benim yaşadığım zaman, yer ve koşullar sizin gerçekliğinizle örtüşmeyebilir. Hatta, farkında olmadan yanlış bir örneği model almanıza sebep olabilir ve bu durum, karar sürecinizi daha da zorlaştırabilir.
Yapay zeka araçlarının hızla hayatımıza entegre olduğu bir çağda, danışmandan bilgi alma anlayışı da dönüşüm geçiriyor ve muhtemelen gelecekte çok daha köklü değişimlere sahne olacak. Ancak, değişmeyen bazı temel dinamikler de var.

Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, ihtiyaç ve sorumluluk yine insanda kalmaya devam ediyor. Kendi yaşamlarımız ve sevdiklerimizin hayatları söz konusu olduğunda, insan faktörü her zaman konunun merkezinde yer alacak. Bu, değişmeyen bir gerçek.

İletişim ve ulaşım teknolojileri ilerlemeye devam etse de, ülkeler arası sınırlar, pasaport, vize, oturum, iş imkanları, vergiler ve maddi koşullar gibi unsurlar hâlâ varlığını sürdürüyor. Bu faktörler, teknolojinin sunduğu kolaylıklara rağmen, eskisi kadar somut ve belirleyici olmaya devam ediyor. Yapay zeka ve dijital araçlar bu sınırlamaları aşmaya yardımcı olabilir, ancak tamamen ortadan kaldırmaları şu an için mümkün değil.

Bu nedenle, değişen teknolojik araçları anlamak ve etkili bir şekilde kullanırken, bu sabitler çerçevesinde hareket etmek gerekiyor.
En etkili yolları bulmak ve bireysel ihtiyaçlara uygun çözümler geliştirmek, her zamanki gibi önemini koruyor.

Kriterler, Kararlar, Keşkeler…

Eğitim hayatıyla ilgili kararlar alırken, kriterlerinizi nasıl belirlediğiniz sürecin en kritik adımlarından biridir. Objektif kriterler genelde akla ilk gelen unsurlardır: Maddi koşullar, eğitim alınacak kurumdan kabul ve mezuniyet şartları, programın süresi gibi somut ve ölçülebilir detaylar. Ancak subjektif kriterler, kararları kişiselleştirir ve bu sürece anlam kazandırır. Değerleriniz, beklentileriniz, hayalleriniz ve öncelikleriniz, bir eğitimin sizin için ne kadar doğru bir adım olduğunu belirlemede en az objektif unsurlar kadar etkilidir.

Eğitimle ilgili uzun vadeli bir karar verirken kendime sıkça şu soruları sorarım: Bu eğitim hayatımda neyi değiştirecek? Uzun vadeli hedeflerime hizmet edecek mi? Hayallerim ve değerlerimle ne kadar uyumlu?

Bugün dönüp baktığımda, geçmişte aldığım bazı kararları farklı şekilde almayı tercih edebileceğimi görüyorum. Ancak bu noktada yalnızca bireysel deneyimlerime dayanmak yerine, daha test edilebilir ve paylaşılabilir bir çerçeve oluşturmanın daha değerli olduğunu düşünüyorum. Eğitim gibi ciddi bir konuda doğru soruları sormak, doğru kriterleri belirlemek ve bunları bilinçli bir şekilde önceliklendirmek, bana göre sağlıklı bir karar sürecinin temel taşlarını oluşturuyor.

Eğitim, bir yatırım mı yoksa kaynak tüketimi mi? Bu, her karar öncesinde sorulması gereken temel bir sorudur. Eğer eğitim, bireyin uzun vadeli hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor, değerleriyle örtüşüyor ve kişisel ya da profesyonel hayatta somut bir katkı sağlıyorsa, bu bir yatırımdır. Ancak yalnızca bir trendi takip etmek, çevre baskısıyla karar almak ya da iyi düşünülmeden atılmış adımlar, kaynakların plansızca tüketilmesine yol açabilir. Bu ayrımı yapabilmek için şu tür sorular sormak gerekiyor: Bu eğitim, kişisel ya da profesyonel gelişimime ne ölçüde katkı sağlayacak? Kısa vadeli faydaları neler? Uzun vadede hayatımı nasıl şekillendirecek? Bu sorular, yalnızca eğitimin sonucunu değil, sürecini de değerlendirmenizi sağlar.

Eğitim gibi uzun vadeli etkileri olan kararlarda, objektif ve subjektif kriterleri dengede tutmanın yanı sıra, doğru soruları sormak ve bu kriterleri bilinçli bir şekilde önceliklendirmek, sürdürülebilir bir yol haritası oluşturmanın en etkili yoludur. Bu çerçevede, bir sonraki yazımda kriterlerin nasıl belirleneceğini, doğru soruların neler olabileceğini ve bu süreçte nelere dikkat edilmesi gerektiğini daha ayrıntılı bir şekilde ele alacağım. Çünkü eğitim kararlarında sadece bugünü değil, geleceği de düşünerek hareket etmek gerektiğine inanıyorum. Hayaller ve hedeflerle uyumlu bir eğitim yolculuğunun nasıl inşa edilebileceğine dair daha derin bir bakış açısı sunmayı amaçlıyorum.

Previous
Previous

Yurtdışı Eğitim - 2

Next
Next

İngilizce Öğrenenler için 50 Soru