İsveç’e Geçiş

( 10 Eylül 2024)

Genelde eğitim için İsveç'e gelip burada birkaç yıl kalan arkadaşlarım olmuştu. Nedense aklımdan hiç İsveç-Norveç-Danimarka-Finlandiya dörtlüsüne gelip yaşamak geçmemişti. Bunun sebebi iklim olabilir, aydınlık-karanlık dengesi olabilir. Bunlar genelde ilk akla gelenler, değil mi?

Turistik olarak da buralara pek yolum düşmemişti. Ama geçmişi şimdilik bir kenara bırakıp bugüne odaklanayım. Geçen temmuzda 10 günlük bir proje geliştirme kampı için Stockholm'deki şu anda bulunduğum enstitüye gelmiştim. Enstitüyü ve çevreyi çok sevdim. Onlar da beni sevmiş olacaklar ki 9 aylık başka bir programa ilgim olup olmayacağını sordular.

Bu tanışıklık olmasaydı, şu anda Hollanda'da Amsterdam Üniversitesi'nde Yahudilik çalışmaları alanında yüksek lisans yapıp doktoraya hazırlanıyor olacaktım. Hollanda'da 15 yıl kadar önce lisans öğrencisi olarak birkaç yıl kaldığım için ortama aşinaydım. Ancak çok fazla tanıdığımın oraya taşınmış olması ve özellikle Amsterdam bölgesinde uygun fiyatlı barınma bulmaktaki zorluklar beni Hollanda fikrinden uzaklaştırıyordu.
Amsterdam Üniversitesine gelecek yıl tekrar yolum düşebilir ama bu başka bir yazının konusu olarak kenarda dursun.

Uzun lafın kısası, bu akademik yıl Amsterdam yerine Stockholm'deyim.
Eee peki ne yapıyorsun, ne okuyorsun, nerede çalışıyorsun Stockholm'de?” sorusuna cevabı kendi akademik ve profesyonel yolculuğumu anlattığım yazıda yer vereceğim.


Bu yılki hedeflerimden biri de Kuzey Avrupa'yı hem fiziki hem de kültürel olarak daha yakından tanımak. En nihayetinde buna bulunduğum şehir ve ülkeden başlamam en kolayı.

Stockholm'e geleli 10 gün oldu. Ve her gün "iyi ki de gelmişim" diyorum. Elbette bunda şu anda havanın gayet güzel ve gündüz saatlerinin alıştığım sürelerde olmasının da etkisi çok büyük olabilir.

Bir başka önemli faktör de bulunduğum enstitünün ve kaldığım mahallenin, evin, genel anlamda konforumun iyi olması. Özellikle Londra, Oxford, Hong Kong gibi yerlerdeki eski apartmanlardaki küçücük oda deneyimlerinden sonra bu durum daha da kıymetli.

Ancak burada bir noktayı da belirtmem lazım: Stockholm'de de çok küçük odalı evler var. Benim şansım, bulunduğum enstitünün ayarladığı ve içinde rahatlıkla yürüyebildiğim büyüklükte bir dairede kalmam.

Bulunduğum şehir ve ülkeden ziyade, kaldığım ev ve odanın konforu ile ev-iş/okul arasındaki günlük ulaşımın kolaylığı, benim için bir yere alışıp alışamamaktaki temel kriter diyebilirim.

Daha önce çok sayıda ülkede ve şehirde kısa ve uzun süreli kaldım. Hem yaşımın ilerlemesi hem de özellikle son dönemde bu konularda yaptığım okumalar, dinlediğim podcastler ve izlediğim videolar, artık daha tecrübeli bir bakış açısıyla kendime ve çevreme sorular sormamı sağlıyor.

Bu arada, ev ve oda konforundan ne kastettiğimi birkaç maddeyle özetlemem gerekirse:

  • Ev paylaşıyorsanız ev arkadaşlarınızın günlük alışkanlıkları ve karakterleri (ki bu oldukça şansa bağlı),

  • Evdeki tuvalet ve mutfağın genişliği, kullanışlılığı,

  • Çamaşır ve bulaşık konusundaki kolaylıklar veya zorluklar,

  • Salon veya oturma odası olup olmadığı,

  • İnternet bağlantı hızı, evin içinde her yerde çekip çekmemesi ve stabilitesi,

  • Apartmansa kaçıncı katta olduğu, asansör olup olmadığı,

  • Komşularınızın genel alışkanlıkları,

  • Ev ve apartmanda ses ve gürültü durumu,

  • Park, market ve toplu taşımalara mesafe,

  • Sokaktaki ses ve gürültü seviyesi,

Bunların birçoğu öznel olabilir; kimileri hareketli bir sokakta oturmak isteyebilir, kimileri sessiz sakin bir yeri tercih edebilir.
İsveç’teki düzenimde kişisel beklenti ve ihtiyaçlarımı sağladığımı söyleyebilirim. Dediğim gibi bunun İsveç ya da Stokcholm olmasının da etkisi elbette vardır ama Stockholm’un her mahallesi, her sokağı, her apartmanı, her dairesi aynı dünyayı yaratmayabilir. Bu sebeple de genelleştirme yapmak zor ancak şehirdeki toplu taşıma, süpermarket sıklığı gibi kolaylıkları da göz ardı edemem.

Bir şehre turist olarak gelmek, öğrenci olarak gelmek veya çalışan olarak gelmek çok farklı deneyimler. Ayrıca ofis ortamında kurumsal çalışan olarak gelmek, serbest (freelancer) çalışan olarak gelmek ya da sanatçı olarak gelmek... Bunların hepsinin çok farklı günlük rutinleri ve ortamları olacaktır.

Yeni bir ülkeye taşınıyorsanız, o ülkenin ve şehrin bürokrasisine de giriyorsunuz demektir. Ve elbette tatlı anıların yanında acılı deneyimler, sabır testleri de sizi bekliyor olabilir.

Sonraki yazılarımda sırasıyla İskandinavya, İsveç ve Stockholm ile ilgili bilgiler vereceğim.
Tabii ki araya kişisel gözlemlerimi ve ufak karşılaştırmaları da yer yer ekleyerek...

Previous
Previous

İskandinavya’ya Giriş

Next
Next

Yeniden Tanışmak için Taşınmak…