STK’cılık-2: Dernek, Vakıf, Kooperatif?
Bir fikriniz, başlatmış olduğunuz bir girişiminiz ya da sivil inisiyatifiniz olabilir.
Mahallenizde, şehrinizde, bölgenizde, Türkiye genelinde ya da dünya çapında bir sivil toplum çalışması yürütüyor veya yürütmek istiyor olabilirsiniz.
Şu sorular zihinlerde belirebilir: Tüzel kişilik kazanılması getiri ve götürüleri neler olacaktır?
Dernek mi kuralım? Vakıf mı kuralım? Yoksa bir kooperatif mi açsak?
İktisadi işletme açmamız gerekir mi? Yoksa bir şahıs firması ya da limited şirket kurarak mı ilerleyelim? Bu seçeneklerin artı ve eksileri neler?
Kendi sorularımı yanıtlama sürecimde, ChatGPT, Claude ve Gemini gibi çeşitli yapay zeka araçlarına başvurdum. Ancak aldığım yanıtlar çoğu zaman ansiklopedik bilgilerin ötesine geçmedi ve verdikleri içgörüler hiç de tatmin edici değildi. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi, bu öznel kısımları ele almanın ve kişisel bakış açılarımızı katmanın önemini düşünüyorum.
(1) 3N: Ne, Neden, Nasıl?
Bir sivil toplum girişimine başlamadan önce kendinize sormanız gereken üç temel soru var:
Ne yapmak istiyorsunuz? İlk adım olarak, girişiminizin amacını netleştirmeniz gerekir. Derdiniz ne? Neyin mücadelesini vermek istiyorsunuz?
Neden bunu yapmak istiyorsunuz? Girişiminizi hayata geçirme motivasyonlarınızı sorgulayın. Bu girişime sizi iten sebepler neler? Topluluğunuzda veya daha geniş bir çevrede hangi değişimi gerçekleştirmek istiyorsunuz? Bunun size ve çevrenize getirisi (ya da sizden ve çevrenizden götürüsü) neler olacak?
Nasıl yapabilirsiniz? Hedeflerinize ulaşmak için hangi kaynaklara ihtiyacınız var? Yeterli bilgi ve donanıma sahip misiniz? Yoksa bu yolun size bir deneyim kazandırmasını mı istiyorsunuz?
Türkiye’de sivil toplum ve sosyal girişimcilik alanında en sık karşılaştığım durumlardan biri, "bodozlama girişmek."
Yani, yeni bir şey kurma hevesi: “Yeni olsun, bizim (hatta benim) olsun” mantığıyla hareket edip sıfırdan başlama yaklaşımı.
Günümüzde "inovasyon", "girişimcilik" ve "etki" gibi popüler kelimelerin başına "sosyal" eklenince, bu kavramların bir anda sivil toplumla bütünleştiği izlenimi oluşuyor. Ancak, gerçekte işler bu kadar basit değil.
Toplumu değiştirmek veya dönüştürmek için heves ve motivasyondan çok daha fazlasına ihtiyaç var. Özellikle hukukun yeterince işlemediği bir düzende, makro ölçekte "fark yaratmak" veya "farkındalık oluşturmak" yeni bir sivil girişimle pek mümkün değil. Eğer etrafınızda büyük laflar eden PR'cılar* varsa, onları çok da ciddiye almayın. (Evet, gayet yargılayıcı bir üslupla söylüyorum :) )
Mikro dokunuşlarla da kendi ve yakın çevrenizdeki dünyaları değiştirmeniz, dönüştürmeniz gayet mümkün.
* PR: Public relations = Halkla ilişkiler
Vakıf, dernek veya kooperatif kurmayı düşündüğünüzde, bürokratik bir düzene girmeyi kabul ettiğinizi bilmelisiniz. Bu süreçte, sık sık asıl amacınızı bir kenara bırakıp, can sıkıcı bürokrasi ve evrak işleriyle (veya bunların dijital versiyonlarıyla) uğraşmak zorunda kalabilirsiniz.
Bu nedenle, böyle bir yapı kurmaya başlamadan önce bir değil, iki hatta üç kez düşünmelisiniz. Eğer büyük idealler peşinde koşuyorsanız ve kurduğunuz yapılarla yaşadığınız ülkede veya dünyada köklü değişiklikler yapmayı planlıyorsanız, bu yazı size pek bir şey katmayacaktır. Yolunuz açık olsun. Başarılar dilerim!
Eğer amacınız, büyük düzenler aynı kalırken, kendi mikro çevrenizde küçük dokunuşlarla bir fark yaratmaksa, ilk adım olarak size önerim şudur: Kendinize örnek aldığınız kişi, kurum ve kuruluşları belirleyin, onları derinlemesine inceleyin ve edindiğiniz bilgileri sistemli bir şekilde raporlayın.
Dernek, vakıf ve kooperatif gibi yapılar birer araçtır; hangi aracın amacınıza en uygun olduğunu anlamanın yolu ise mevcut yapıları iyi analiz etmekten geçer. Her ülkenin bu yapıların işleyişine dair kendi yasaları vardır. Bu yüzden, başka bir ülkede başarılı olmuş bir modeli doğrudan kendi ülkenize uyarlamak yerine, aynı ülkedeki örnekleri ayrı bir grupta toplayıp inceleyin.
En sağlıklı adım, mevcut örnekleri araştırmak, doğru soruları sormak ve elde ettiğiniz bilgileri organize bir şekilde yazıya dökmektir. Bu noktada, ChatGPT, Claude, Gemini ve Copilot gibi yapay zeka destekli yazım araçları işinizi kolaylaştırabilir. Bu araçlardan birini kullanarak sağlam temelli bir rapor hazırlayabilir, bu raporu paydaşlarınızla paylaşarak birlikte geliştirebilirsiniz. Üstelik yazılı bir belge oluşturduğunuzda, bu çalışmanıza haftalar, aylar hatta yıllar sonra bile geri dönüp bakabilirsiniz.
Dünyadaki örnekleri içerik açısından incelemek çok anlamlı olsa da, eğer sivil toplum çalışmanızı Türkiye'de tüzel bir kişilik kurarak hayata geçirecekseniz, bu durumda yazılı çalışmaların yanı sıra, deneyimli mentorlar ve danışmanlarla da işbirliği yapmanız faydalı olacaktır. Bir ya da birkaç gönüllü mentor edinmek, bu alandaki deneyimlerinden yararlanarak daha hızlı ilerlemenizi sağlar. Mentorluk, özellikle bürokratik süreçler, yasal prosedürler ve yerel dinamiklerle başa çıkmada size önemli bir rehberlik sunabilir. Onların rehberliği sayesinde, baştan yapılabilecek hatalardan kaçınabilir, yolunuzu daha verimli bir şekilde çizebilirsiniz.
Ancak bu gibi kişilerin vakitlerini de çok almadan onlardan faydalanmak istiyorsanız dersinizi iyi çalışıp fark yaratacak sorularla karşılarına çıkmalısınız.
Türkiye’de dernek ve kooperatif kuruluş ekiplerinde yer almış ve vakıfta profesyonel olarak çalışmış biri olarak şunu belirtmek isterim: Dernek, vakıf, kooperatif… Hiçbiri diğerinden daha iyi, daha üstün değildir ve ezbere bilinen genel geçer kurallar her zaman geçerli olmayabilir. Hepsinin kendi içerisinde artı ve eksileri var. Ancak hangi yapıyı kurmayı planlarsanız planlayın, süreçlerin merkezinde insan ve insan ilişkileri yer alacağını unutmayın.
Her türlü kurumun ve sürecin başlangıcı da, ilerleyişi de, sonu da insanla ilgilidir. Bu nedenle, ister dernek, kooperatif, vakıf kuruyor olun, ister özel bir şirket, unutulmaması gereken en önemli şey, bu işlerin temelinde insan yönetiminin olduğudur. Bu yönetim sadece etrafınızdaki kişilerle sınırlı değil, kendinizi de yönetme becerinizle ilgilidir.
İyi bir yapı kurmanın ötesinde, doğru iletişim ve sağlıklı ilişkiler kurmak, işbirliklerini sürdürmek ve karşılaştığınız insanlarla nasıl bir etkileşimde olduğunuz büyük bir önem taşır. Strateji ve planlama gibi teknik konular önemli olsa da, asıl belirleyici olan insanlarla olan bağlarınız ve bu ilişkileri nasıl yönettiğinizdir.